Mide fıtığı ameliyatı, genellikle belirgin semptomlara neden olmayan ve tesadüfen teşhis edilen mide fıtığının tedavisinde kullanılan cerrahi bir müdahaledir. Tıbbi literatürde "hiatal herni" olarak adlandırılan mide fıtığı, yaşın ilerlemesiyle daha sık görülmektedir. 60 yaş üzerindeki bireylerin yarısında bu sağlık sorunu ortaya çıkabilir. Ancak, bu rahatsızlığa sahip hastaların sadece yarısında göğüste yanma hissi ve mide içeriğinin ağıza gelmesi gibi belirtiler gözlemlenebilir.

Diyafram, akciğerleri karın bölgesinden ayıran kubbe şeklinde bir kas yapısıdır. Nefes alındığında diyafram kasılır ve düz hale gelir, bu da akciğerlerin havayla dolmasını sağlar. Diyaframın solundaki açıklık, yemek borusunun göğüs boşluğundan karın boşluğuna geçişini ve mideyle birleşmesini sağlar. Bu küçük açıklık yemek borusunu sarmaktadır. Ancak bazı kişilerde yemek borusunun geçtiği bu açıklık esnek ve zayıf olabilir. Diyaframdaki açıklık genişlediğinde, midenin bir kısmı diyaframın üzerine çıkar. Obezite, ağır kaldırma ve ıkınma gibi faktörler, mide fıtığı için risk faktörleri olarak kabul edilir. Bu bölgede genişleme ve zayıflama meydana gelirse, göğüs kafesine doğru fıtıklaşma oluşur ve mide fıtığı gelişir. Mide fıtığı tanısı genellikle baryumlu üst gastrointestinal sistem grafisi çekilerek veya endoskopi ile konur. Rahatsızlığın tedavisi, yapılan teşhisle birlikte başlatılır. Vücuttaki anatomik yapının bozulduğu bu durumda, ilaç tedavisiyle iyileşme mümkün değildir. Sadece mide asidini baskılayacak ilaçlar kullanılarak hastanın rahatlaması sağlanabilir. Mide fıtığı tedavisinde kesin çözüm, mide fıtığı ameliyatının yapılmasıdır. Cerrahi müdahale ile hastalar bu sorundan kurtulabilir.

Mide fıtığı tedavisinde kalıcı çözüm sunan ameliyatta, gevşeyen ve genişleyen diyafram yarığı dikilmektedir. Bu sayede daraltılan yarık ile birlikte mide, mürekkep hokkasına benzer bir şekle dönüştürülür. Günümüzde mide fıtığı ameliyatı çoğu merkezde laparoskopik yöntemle uygulanmaktadır. Laparoskopik yöntem, oldukça konforlu ve sonrasında ağrısız bir şekilde gerçekleşir. Bu yöntemle yapılan ameliyatlarda hastalar 4-5 gün içinde taburcu edilebilir ve normal yaşamlarına daha hızlı adapte olabilirler. Klasik yöntemle yapılan mide fıtığı ameliyatında ise karın bölgesinde 20-30 cm genişliğinde bir kesik oluşur ve bunun iyileşmesi daha uzun sürer. Aynı zamanda enfeksiyon riski artar ve yara bölgesinde yeniden %10 oranında fıtık oluşma riski bulunur. Bu nedenle laparoskopik yöntemle yapılan mide fıtığı ameliyatı daha yaygın olarak tercih edilmektedir.

Mide fıtığı hastalarında cerrahi tedavinin uygulanması için iyi bir değerlendirme yapılmalı ve cerrahi müdahalenin kaçınılmaz olduğuna karar verilmelidir. Çünkü ameliyattan sonra hasta, önceki rahatını bile arayacak duruma gelebilir. Sadece ilaç tedavisine ve diğer tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen hastalarda ameliyat uygulanmalıdır. Yapılan radyolojik incelemelerde, mide fıtığı sorununun yaşla birlikte artan sıklıkla görüldüğü belirlenmiştir. Yetişkinlerde %3-20 oranında etkili olurken, 60 yaşını geçenlerde %50 oranında etkili olmaktadır. Bazı hastalarda "mide fıtığı boğulması" denilen ciddi bir durum gelişmekte ve hastaların acilen mide fıtığı ameliyatı olması gerekmektedir.